top of page
Writer's pictureZekican Sarısoy

Söyleşi: Uriel Herman

Updated: Sep 3

Çok yakında yeni albümü çıkacak Uriel Herman ile İsrailli bir müzisyen olarak müzik üretim sürecini, müziğe yaklaşımını ve üretilen şeyin sınırlarının yeniden çizildiği anları konuştuk. Ortadoğulu bir sanatçı olmanın batı müziğine büsbütün sırtını yaslamaktan çok daha başka imkanları var. Bunu reddetmek ne mümkün! Albümden geçtiğimiz günlerde çıkan ve geçen sene demosunu ilk defa dinleme şansı yakaladığımız “MJ” teklisi, bir sanatçının özel alanından çıkıp serilip serpilen, koşan atlayan ve zaman zaman dinlenmek üzere duran ve dinleyicisine de o sessiz anları yakalamaya davet eden bir iş.



‘‘Müzik değişimi yaratacak güce sahip’’

Kötü adamların kendilerine özel koşulları projelendirdiği bir sistemin içinden geçiyoruz. Hani lunaparkta hızlı trenin en üst noktaya çıktığı anda karnınıza bir an boşluk kaçar ya öyle bir his. Erkeklerin aklından çıkan fikirlerin hissiyatı tam olarak böyle. Bir tarafta işçilerin hak ararken haksız ilan edilmesi, depremden hayatta kalanların ‘mukadderat’ anlayışıyla hakikatten uzaklaştırılması, diğer tarafta bir kadının saçını gören zalim Mollaların zulmü ya da başka bir Molla kolunun bütün sistemi kendi erkekliğini ikame etmek için evirip çevirmesi. Geride ise bütün riski göze alarak bir şeyler çeken, söyleyen, bunu yaygınlaştırmak, görünür kılmak için mücadele eden insanlar var. Şilili kadınların hep bir ağızdan söylediği “A Rapist in Your Path” şarkısı ya da Shervin Hajipour’un “Baraye” şarkısı birkaç örnekten biri. İsrail’de başbakanın görevden alınmasını zorlaştıran yasa tasarısı kabul edildi. Haftalardır süren protestolar devam ediyor. Tanıdık hikayelere yeni baştan dahil oluyor gibiyiz. İsrailli müzisyen Uriel Herman’ın şifa gibi gelen müziği, hikayesi, yarattığı yolculuk, geçmişin sesleri yukarıdaki örnekler gibi içinden geçerken bir şeyler için nefes alacak bir aralık bırakıyor. Keyifli okumalar!



Batı müziğinin -her ne kadar bunu aşmış gibi görünsek de- bu kadar her yeri domine ettiği bir noktada bir müzisyen olarak üretimini nasıl ve nerede görüyorsunuz?

Zor bir soruyla başladık. Aslında İsrail’in olduğu kadar Türkiye’nin kendisi de çok güzel bir örnek. Bu söyleşiyi yapıyor olmamız bile soruyu başlı başına ilginç kılıyor. Pop müziğin kendisine bakalım örneğin. Çok derinden her şeyi etkiliyor. Bir pop müzik konseri sırasında her bir şarkının, her bir konserin sürekli yeni baştan uyarlandığını, ele alındığını görüyoruz. Sadece eğlenceli kısımlarından bahsetmiyorum aslında, meseleyi ele alış şekli böyle. Bunun kolay olduğunu söylemek istemiyorum ama klasik müzik ve notalar üzerine çalışmakla kesinlikle aynı değil. Tek bir müziğin ya da belli notaların sürekli döndüğünü, her şeyi şekillendirdiğini düşünelim. İnsanların bu kadar aynılıklar üzerinden bir şeylerin zevkine varacağına inanmıyorum. İyi bir müzik dinlemek, iyi bir müziği duyarak büyümek, yaşadığın kültürün sesleriyle büyümek, bunlar çok önemli. Sadece kişisel olarak değil kültürel olarak müziğin farklılaşması adına da çok önemli. İyi ve farklı sesleri dinlemeye ihtiyacımız var.



Hakim kültürün dışında kültürel bir müzik yapmanın, müzik yapmanın ötesinde kendine has bir zorluğu var. Amerikan rüyasının ya da formüllerinin bu kadar her şeyi belirlediği bir noktada bağımsız ve biricik kalmak gerçekten zor.

Müziği anlamak için parçalamak ve yeniden birleştirmek gerekiyor. Ama işin içine farklı kültürlere ait ögeler girdiğinde bu süreç inanılmaz karmaşık bir hale gelebiliyor. Çünkü çok komplike… Bu kültürlerin dışında olanlar için anlaması zorlaşıyor. Ayrıca ‘‘cazibeli’’ olma zorunluluğu da bir çaba gerektiriyor. Turneleri düşünelim örneğin. Tek bir sanatçının elinden çıkıyor ve sanki bir iş birliğine ihtiyaç yokmuş gibi gösteriliyor. Her şey bir formüle göre yaratılıyor ama bence iş birliklerine farklı olanı görmek için çok ihtiyaç var. Türkiye gibi, İsrail gibi örnekler önemli olabilir bu nedenle. Harika triolar var; ‘Taksim Trio’ ya da ‘Maria Rita’ gibi örnekler var. Bu nedenle her kültürde aslında sınırları zorlayan, bize keyif veren, heyecanlandıran birileri hep var. Müzik çok güçlü bir araç ve değişimi yaratacak güce sahip. Sözlerin nereden geldiğinin hiç önemi yok; bir müzik yapılıyorsa aslında herkes için yapılıyor.


İnanılmaz bir matematik gözeterek müziğini yaratabilirsin ama savunduğun, mücadele ettiğin değerleri de buna katabilirsin. Beyoncé gibi tam olarak böyle, bunun kanlı canlı bir örneği…  

Harika bir örnek. Her istediğine canı ne zaman dilerse sahip olabilecek güçlü bir kadın, güçlü bir sanatçı. Eğlenceyi veriyor, düşünülecek fikri veriyor, mesajını veriyor. Gerçekten önemli konular bunlar. Kadınların gücüne, özgürlüğüne dair konuşuyor. O nedenle pop müzik üretmenin kendisi başka bir şeye dönüşüyor. Yapılan müzik caz da olabilir, klasik de… Müzik bir noktadan sonra zaten araç haline gelmeye başlıyor.



Dünyanın her bakımdan çok küçüldüğü tartışılmaz. Bu noktada kendinizi anlatmanız, kendi sınırlarınızı çizmeniz nasıl oluyor peki?

Bu küçülmenin benim için kolaylaştırıcı olduğunu söyleyebilirim. Yaklaşık sekiz-dokuz yıl önce turneye çıkmaya başladım. Fransız ve Alman plak şirketleriyle yolumun kesişmesine vesile oldu bu turneler. Müziği paylaşmamı sağladı; farklı farklı yollardan büyüleyici pek çok ana tanık olmamı sağladı. Paylaşmadan bir şey veremeyiz. Öte yandan yerel müzisyenlerle çalışmak, ortaklık kurmak birbirimizden yeni şeyler öğrenmenin de yolunu açıyor. Gerçekten büyüleyici bir süreç. Bundan 15 yıl öncesi ile günümüz arasındaki en büyük fark ise internet ve dijitalleşme. Klasik temelli bir müzisyen olarak hayatımdaki en belirleyici değişiklik bu denebilir. Her şey daha erişilebilir. Benim gibi klasik müzik sanatçıları için geçmişte bir yerde Chopin’in ya da Mozart’ın parçası olmak mümkün değildi. Ama bundan sonrası için de klasik müzik başka bir şeye dönüşebilir. Gelişebilir, derinleşebilir. Ya da tamamen unutulabilir. Ama Jimi Hendrix ya da Elis Regina’nın yaptığı müziği unutmayacağız. (gülüyor) Hiçbiri Schubert olmak için çalışmadı ama tarihe çok güzel şarkılar bıraktı.


Kesinlikle katılıyorum. Sanatın ve üretim sürecinin daha fazla ortaklığa yer açması, çok kültürlü, çok sesli olmak için görünür olması ve bunun için itici güç olması gerekiyor.

Kesinlikle. Babalarımızdan öğreneceklerimiz çok ama onları geçmemiz gerekiyor. Yoksa onların iyisiyle kötüsüyle birer gölgesi olmamız muhtemel. Kültür bizi böyle yönlendiriyor olabilir ama gölgeleri zamanı geldiğinde ortadan kaldırmamız gerekiyor. Kimin nasıl ürettiği, ne yollarla ürettiği, cinsiyeti, nerede doğduğu ya da kimi sevdiğinin önemi yok. Ortaya çıkan şeyi bir bütün olarak görmemiz gerekiyor. Hepsi çok biricik ve farklı bir hikaye. Buradan beslenmemiz gerekiyor. Buralarda yürümemiz gerekiyor.



Çok fazla açık etmek istemiyorum ama yeni albüm geliyor. Albümden ilk tekli “MJ” geçen hafta yayınlandı. İlk tekli zaman zaman sakin fakat bir o kadar da hızlı bir kovalamacanın habercisi. Albümle ilgili neler söyleyebilirsiniz bize?

Albümün adı “Different Eyes” olacak. 30 Haziran’da çıkıyor. Çocukluğumdan başlayıp yetişkinliğime giden bir hikayesi var. Hepimizin bir çift gözü var ama görmenin sayısız katmanı var. Bakmayı seçebilir ya da görebiliriz. Anılarımız ve hayallerimiz her ziyaretimizde farklı renklere boyanır ve bu nedenle her an, içeri ve dışarı bakmaya tekil bir anlam yükler. Trompetçi Itamar Borochov ile olan düetimiz “Jerusalem” benim çocukluğumdan ve Kudüs sokaklarının sesinden, hatıramda kalan anılarından oluşuyor. “Luiza” var: Solo çaldığım bir şarkı ve Jobim’in bestesine yeni bir yorum katmaya çalıştım. Chopin’in tınılarını çok hissedeceğiniz bir yorum. Ayrıca Chopin’in en bilinen parçalarından bir tanesi “Prelude in E Minor” (Op. 28 No. 4) yine bu albümde olacak. Bakış açımdaki en büyük değişiklik ebeveyn olmamla başladı. Albüm zaten geride bıraktığımız iki yıla yaslanıyor. Albümün kapanış parçası, çocuğum Nur’un birinci yılına eşlik eden bir İsrail ninnisi olan Yakinton için bir aranjman. Albümü dinleyenler bu trompet düetiyle, melodinin her seferinde farklı bir şekilde parıldadığı renkli bir yolculuğa çıkacak.

 

Bu söyleşi ilk olarak 30 Mart 2023 tarihinde dadanizm.com adresinde yayınlanmıştır.

4 views

Comments


Commenting has been turned off.
bottom of page